Siber Güvenlikte İç Tehditler: Riskler ve Önleme Yöntemleri
İç tehditler, bir organizasyonun içinde yer alan çalışanlar, yükleniciler veya iş ortakları tarafından ortaya çıkan güvenlik riskleridir. Bu tehditler, genellikle hassas verilere ve sistemlere erişimi olan kişiler tarafından yapılır. İç tehditler, kasıtlı (zararlı) ya da kasıtsız (ihmalkar) olabilir.
İç Tehdit Türleri
1. Zararlı İç Tehditler
Bu kişiler, organizasyona zarar vermek amacıyla erişimlerini kötüye kullanır, verileri çalar, bilgileri satabilir ya da sistemleri sabote edebilir.
2. İhmalkar İç Tehditler
Çalışanlar, kötü siber güvenlik uygulamaları nedeniyle istemeden güvenlik ihlallerine neden olabilirler. Örneğin, zayıf şifreler kullanmak ya da phishing saldırılarına düşmek.
3. Kompromize Olmuş İç Tehditler
Dış saldırganlar, bir çalışanın kimlik bilgilerini ele geçirerek o çalışanı istemeden bir güvenlik tehdidine dönüştürür.
İç Tehditlere Gerçek Dünya Örnekleri
Edward Snowden (NSA Sızıntısı) – Gizli bilgileri sızdırarak ulusal güvenlik risklerini ortaya çıkardı.
Tesla Veri Hırsızlığı (2018) – Bir çalışan, hassas verileri çaldı ve üçüncü şahıslara aktardı.
Google vs. Uber Davası (2017) – Eski bir çalışan, ticari sırları rakip bir şirkete taşıdı.
İç Tehditleri Nasıl Önleriz?
Minimum Erişim İlkesi Uygulayın: Verilere yalnızca gerekli personelin erişimine izin verin.
Kullanıcı Davranışlarını İzleyin: Anormal davranışları tespit etmek için güvenlik araçları kullanın.
Düzenli Güvenlik Eğitimi: Çalışanları siber güvenlik en iyi uygulamaları hakkında eğitin.
Çift Faktörlü Kimlik Doğrulama (MFA) Kullanın: Giriş güvenliğini güçlendirin.
Geçmiş Kontrolü Yapın: Çalışanlar ve yükleniciler için işe alım öncesi güvenlik taramaları yapın.
İç tehditler, günümüzün en büyük siber güvenlik zorluklarından biridir. Güçlü güvenlik politikaları uygulayarak, kullanıcı davranışlarını izleyerek ve güvenlik bilincine sahip bir kültür oluşturarak, organizasyonlar iç tehdit risklerini önemli ölçüde azaltabilir.